İnsan Kaynakları Yönetimi; işletmelerde kaynakların verimli ve etkin kullanımı deyince ilk akla gelen anahtar değerde bir kavramadır. Ekonomide fark yaratan unsurlar, insan olmadan eksik ve çoğu zaman da yetersiz kalacaktır. Dolayısıyla, İnsan Kaynakları: işletmelerde işlere uygun yetenek/yeterlilik ve bilgi/beceriye sahip çalışanların; kuruma alınması, kurumda tutulması, yeteneklerinin etkin bir şekilde kullanılarak geliştirilmesi ve ihtiyaçların planlanarak yedeklenmesi, çalışma sevinci yaratacak araçların geliştirilerek performansın artırılması, çalışan beklentileri ile işletme beklentilerinin dengelenmesi, gerekli kayıtların tutulması ve ücret ödemeleri ve politikaların tespiti gibi misyonları üstlenen ve her dönem yükselen ve yeniden keşfedilen bir alan olmuştur.
Çalışanlar hakkında kayıt tutma, personelin ücreti, yan ödemeleri, sigorta kesenekleri, izinleri, raporlu olduğu gün sayısı, işe devamsızlık ve geç kalma, emeklilik, maaş işlemleri, tayin, terfi, atamalar, sendikal haklar, işe alma, iş akdi feshi gibi konularda sevk ve kontrol etmeden öteye geçmeyen Personel Yönetimi günün şartlarına ve değişime ayak uydurmada yetersiz kalmıştır.
İnsan kaynakları yönetimi, personelcilik işlemleri gibi geleneksel görevlerine ek olarak, işletmeye yeni teknolojiler sunmak, işleri düzenlemek, çalışanlara kariyerlerini planlama ve geliştirmede yardımcı olmak, geleceğin yöneticilerini yetiştirmek ve geliştirmek görevlerini üstlenmiştir. İşletmelerde amaçlara ulaşabilmek için, işletmedeki insan kaynaklarını en etkili ve verimli biçimde harekete geçirecek faaliyetleri düzenlemekten ve yürütmekten sorumlu olan birim, insan kaynakları departmanıdır(Aldemir vd., 2004: 25).(2)
İnsana odaklanan insan kaynakları yönetimi dünya gündemine 1960’larda, ülkemiz gündemine de 90’lı yıllarda girmiştir. İşletmeler için; çalışanların yeteneklerinden, yaşama ve çalışma sevinci yaratarak en etkili şekilde yararlanma fark yaratan unsurlardan birisi haline gelmiştir. İnsan, ilk zamanlarda maliyet, son 50 yıldır ise kaynak olarak görülmüştür. Artık, insan işletmelerde tüketilen bir kaynak değil, işletmenin sürekli gelişen ve zenginleşen öz değeri haline gelmiştir. Yetenek yönetimi yetenekli insanları kuruma çekme, kurumda tutmanın yanında kurumun hangi alanlarda kritik yeteneklere/yeterlilik ihtiyacı olduğunu tespit edip, çalışanların yetenek/yeterlilikleri ile iş için gerekli yetenek/yeterliliklerin örtüşmesini/bütünleşmesini sağlayarak insan verimliliğini artırmak olduğu söylenebilir.
Günlük hayatta sıkça kullanılan “yetenek” kelimesi, iş hayatı söz konusu olduğunda örgütler için önemli bir kaynak haline dönüşmektedir. Yetenek (talent) aynı anda başarı, beceri, liderlik, pratiklik, yaratıcılık ve zamanı iyi kullanabilme gibi özellikleri içeren bir kavramdır. Yani, bireyin belirli bir zaman dilimi içerisinde, işleri daha kolay ve yaratıcılığını katarak yapabilme ve başarıya ulaşmada etrafındaki bireyleri de harekete geçirebilme kabiliyetidir. (Doğan & Demiral, 2008). “Yetenek”, farklı kaynaklarda “Talent” kelimesini oluşturan; Triumph (Başarı), Ability (Kabiliyet), Leadership (Liderlik), Easiness (Pratiklik), New-fangled (Yaratıcılık) ve Time (Zaman) kavramlarının bir bütünü olarak nitelendirilmiştir (Doğan &Demiral, 2008).(2)
Yetenek/yeterlilik Türk Dil Kurumu sözlüğünde de aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır.
1. İsim; Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet, istidat, bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite.
2. Eğitim bilimi; Kişinin kalıtıma dayanan ve öğrenmesini çerçeveleyen sınır, dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü(tdk.gov.tr)
Yeterlilik: Yeterli olma durumu, bir işi yapma gücünü sağlayan özel bilgi, ehliyet, görevini yerine getirme gücü, kifayet(tdk.gov.tr).
Yetenek yönetimi: işletmenin bütün kademelerindeki yöneticiler arasında işbirliği ve iletişimi gerektiren; işgücü planlaması, personel alımı, eğitilmesi, geliştirilmesi, yeteneklerin gözden geçirilmesi, başarı planlaması, performans değerlendirme, sahip olunan yeteneklerin elde tutulması gibi çeşitli aşamaları içeren ve günümüzde birçok işletmenin zorunlu olarak karşısına çıkmaya başlayan bir yaklaşımdır (McCauley ve Wakefield, 2006: 4). (2)
Yetenek Yönetimi: Örgüt içerisinde yetenek, bilgi ve deneyimiyle bireyleri etkileme ve harekete geçirme gücüne sahip kişilere yönelik olarak; hedef ve stratejilerin belirlenmesi, kilit pozisyonların belirlenmesi, yetenek havuzu oluşturulması, yetenekli bireylerin eğitimi ve geliştirilmesi, performanslarının değerlendirilmesi, örgütsel bağlılıklarının artırılması ve kariyer gelişimlerinin sağlanması alanlarında uygulamaya ilişkin süreçleri kapsamaktadır. (Çırpan, 2009). (2)
İşletmelerin başarı sağlamasında anahtar role sahip çalışanların işe alımı, eğitilmesi, geliştirilmesi ve yeteneklerinden uygun bir şekilde yararlanılması sürecini kapsayan yetenek yönetimi kavramı bugün insan kaynakları yönetiminde temel başarı faktörü haline gelmiştir. (1)
İşletmelerin yetenek/yeterlilik ihtiyaçlarının karşılanması; yeni ekonominin sürükleyici unsuru olarak teknoloji etkin kullanılarak planlanmaktadır. Ağ teknolojisinin gelişimi ile bazı işlerin, zamandan ve mekandan bağımsız olarak ağ üzerinden sanal çalışanlar aracılığı ile yapılması imkanı doğmuştur. Yeteneğe dayalı insan kaynakları yönetimi anlayışı, işletmelerin kritik başarı faktörlerinden biri haline gelmiş ve birçok işletmenin ajandasında yer almaya başlamıştır. İşletmelerde en önemli fark yaratıcı unsurlardan birisi her alanda hızlı hareket etme kabiliyetine sahip olmaktır.
Yukarıda bahsedildiği gibi yetenek yönetimi modelini kabullenmekle birlikte çalışanlarda TALENT (Başarı, Beceri, Liderlik, Pratiklik, Yaratıcılık ve Zamanı İyi Kullanma)ile açıklanamayan birçok yetenek/yeterlilik bulunmaktadır. Her çalışanın TALENT özelliğini taşımasını beklemek gerçekçi değildir. Gerçekçi olan, çalışanlarımızın güçlü yönlerini farklı deyişle yeteneklerini, fırsatlar ile örtüşen iş yapış şekillerini tespit etmek, zayıf yönlerini geliştirme yerine güçlü yönlerinden optimum düzeyde yararlanmak, işe uyumlulaştırmak, proje ve süreç bazlı iş yapma sistemine göre yetenek ihtiyaçlarını belirlemek, kaynak açıklarını giderme yollarını ve stratejilerini geliştirmektir.
Yetenek yönetiminin kurumda yalnız başına İnsan Kaynakları tarafından yapılabilmesi mümkün değildir. Çalışanlarını en yakından izleyen yönetici pozisyonundaki kişilerin, bir sistem ve kurumsal yapı üzerinden gözlemlerini/ihtiyaçlarını İnsan Kaynakları departmanına ileterek birlikte çalışmaları çok önemlidir. Bunun kurumsal hale getirilmesi ve yöneticilerin kanaatlerini kolay ifade edecekleri iş platformlarının oluşturulması modern İnsan Kaynaklarının gerekliliğindendir.
Dünyada dijital teknolojinin gelişmiş olması, yetenek yönetiminin uygulanabilirliğini kolaylaştırmıştır. Kurumsal Kaynak Yönetimi (ERP) programlarının içinde genel uygulanabilir yetenek yönetimi ile ilgili modüller mevcuttur. Yeni yatırım alanlarında görev alacak çalışanların tespitinde; yetenek/yeterlilik kapasitesini analiz eden akıllı bir sisteme sahip olmak, fırsatların değerlendirilmesi noktasında şirketler için çok önemli bir rekabet unsuru olacağı muhakkaktır.
Ayrıca; işe alma, terfi, performans yönetimi gibi insan kaynakları fonksiyonları da, yetenek yönetimini doğrudan ilgilendirmektedir. İşin verimli ve etkin yapılmasını hedef alırken, çalışanların sevdiği ve yaparken heyecan duyduğu işlerde istihdamının sağlanması, verimliliği artıracak önemli bir unsurdur. İşin gerektirdiği performans düzeyi önceden tespit edilebilir. İşe yerleştirmede ne tür bilgi/beceri, belge gerektiği, küçük iş parçacıkları olarak belirlenip, sınavlarda sorulacak sorular sistematik olarak yönetilebilir.
Petrol sektöründe, genel iş profillerine uygulanabilir yetenek haritaları mevcuttur. Bu sektör için bilinen bazı firmaların pazarlamakta oldukları yerbilimleri yoğunluklu yetenek haritaları bulunmaktadır. Özellikle büyük enerji şirketlerinin de yer aldığı 7-8 civarında petrol şirketinin ortaklaşa destekledikleri iş tanımı odaklı yetenek haritaları yapan firmalardan bahsedilebilir. ERP programlarının içinde de proje ve iş bazlı yetenek/yeterlilik raporlamaları ve yetenek/yeterlilik ihtiyaç önerilerinde bulunan modüller yer almaktadır. Bunların benzerinin ülkemiz petrol sektörü için yapılması zor gözükmemektedir.
Yetenek yönetimi, bir çok kaynakta, yukarıda özetlediğimiz gibi benzer şekilde tanımlanmaktadır. Ana sorunumuz; yetenek tanımı için kullanılan 6 özelliğin tamamı bir kişide/çalışanda olmayıp da 5,4 veya 3'ü bir insanda varsa,- ki hayatın gerçeği budur. Bu durumda ne yapmalıyız? Mevcutları nasıl tespit etmeliyiz? Hangi yetenekleri nasıl geliştirmeliyiz? Geliştirmeli miyiz ? Kurumda her çalışan yukarıdaki tanıma uygun yetenekte (TALENT) olabilir mi ? Yetenek yönetimi deyince yetenekli kişilerin yönetimini mi, yoksa, çalışanlardaki yeteneklerin/yeterliliklerin yönetimini mi anlayacağız? Küçük iş parçacıklarından (moleküler) oluşan iş odaklı yetenek ihtiyaç haritalarımızı nasıl çıkartabiliriz? İşletmenin yetenek/yeterlilik ihtiyaç ve stoklarını tek ekranda görebileceğimiz bir sistem var mıdır? Kuruma/işletmeye özel böyle bir sistem kurmak mümkün mü dür? Model nasıl kurgulanabilir? Yazılım teknolojilerinin kullanımı da dikkate alındığında sistemin kabaca algoritması nasıl olmalıdır?
Gazetecilikte sık başvurulan 5N1K mantığı ile baktığımızda neyi, nasıl, ne kadar sürede, nerede, ne şekilde ve kiminle sorularının cevaplarını arayacağız. Yetenek/Yeterlilik yönetim modelinin oluşmasında 4 genel adım veya aşamadan söz etmek mümkündür.
Birinci adım/aşama; iş profillerinin belirlenerek kurumda/sektörde ihtiyaç duyulan yetenek/yeterliliklerin tespit edilmesi ve seviyelendirilmesidir. Bu aşamada iş odaklı yetenek ve yeterlilik tanımlarının küçük parçalar(moleküler) halinde tanımlanması ve bir yetenek/yeterlilik havuzunun oluşturulması hedeflenmelidir. İş profillerine ve tanımlarına uygun olarak küçük parçaların eklenmesi marifetiyle alt ve üst iş ailelerinin tespit edilerek kurumun insan kaynağına dayalı gereksinimleri otomatik olarak belirlenmelidir. Söz konusu profilde yetenek ve yeterliliklerin performans beklentileri, eğitim ve gelişim gereklilikleri, sertifikalar, o profildeki işe yeni atanacaklara sınavda sorulacak sorular gibi ayrıntılar da tanımlanmalıdır. Bu model, yeni bir proje ve iş tasarımı yapılırken havuzdan bir “tık” marifetiyle seçilecek işlere kolayca gereksinim duyulan yetenek/yeterlilikleri rapor edecek, hem de, bu yetenek/yeterliliklerin kimlerde olduğunu ve hangi projelerde çalışıyor olduklarını rapor edecektir. Örnek verecek olursak Jeoloji ve Jeofizik Mühendisleri için 60 civarında yetenek/yeterlilik haritasından söz edilmektedir.. Her yetenek için gerekli bilgi düzeyleri, gerekli sertifikalar, alınması gereken eğitimler, yeteneğe sahip olan kişide azami beklenen performans, yapması beklenen işler, işleri daha etkin verimli yapması için gelişim programları yer almaktadır.
Ülkemizde sektörün ihtiyacını karşılayacak şekilde ortak çalıştaylar düzenlenebilir. Üniversitelerden ilgili bölümlerin yetkilileri de davet edilerek gelişim modelleri de revize edilebilmelidir. Üniversitelerimizin sektörün uygulama ihtiyaçlarına yönelik en azından seçmeli dersler vermeleri sağlanmalıdır. Seçmeli derslerin içerikleri sektörün iş profillerine yetenek/yeterlilik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olmalıdır.
Öneri olarak; Sektör Gelişim Komisyonu adı altında bir çalışma ekibi oluşturulmalı. Ekipte, sektörün öncü kurumları, mesleki yeterlilik kurumu, üniversitelerin yerbilimleri bölümleri kesinlikle temsil edilmelidir. Sektörün yetenek/yeterlilik ihtiyaçları, üniversite eğitimi sırasında daha etkin ve verimli nasıl verilebilir, konusu tartışılmalı ve sektör kapılarını üniversitelerimize daha fazla açmalıdır. Üniversitelerimiz; yarım asırdır uygulanan, 30 günlük öğrenci stajı uygulamasının ilerisine geçmelidirler. Kurumsal yetenek/yeterlilik ihtiyaçlarının daha etkin, verimli, sonuç odaklı olarak karşılanması ve açıkların kapatılması(geliştirme) konusunda işletmelerle üniversitelerimiz birlikte hareket edebilmelidir. Gelişim programları oluşturulacak bu çalışma grubu tarafından akredite edilmeli ve her kurum kendi dersliği, kendi gelişim araç / gereçlerine yatırım yapmak yerine, Üniversitelerimizin ve özel sektörün belirlenen standartlar çerçevesinde düzenleyecekleri etkinliklerden yararlanmalıdır.
İkinci adım/aşama; İşi yapan kişide bulunan yetenekler/yeterlilikler tespit edilmelidir. Daha önce tanımlanmış ve tasarlanmış iş için gerekli yeteneklerin/yeterliliklerin (Teknik ve bireysel) ne kadarının o işte çalışan kişilerde olup/ olmadığı ve kişilerin yetenek haritaları ortaya çıkarılmalıdır. Bunun için değişik teknikler kullanılmaktadır. İş görenin bireysel ve teknik olarak yetenek/yeterlilikleri tespit edilerek, İnsan Kaynakları veri tabanına işlenmelidir. Birey yetenek/yeterlilik parçalarının bütünleşmesi olarak tanımlanmalı, hangi yetenekleri/yeterlilikleri var, seviyesi nedir, belirlenmelidir.
Çalışanların gelişimi sürekli takip edilerek gelişim açıkları gerekirse, işbaşında giderilebilmelidir. Bu tamamen sektörde kurum içi uygulamaya yöneliktir. Kurumun kendisi de yapabilir veya sektörün oluşturduğu ortak gelişim akademisinden de yardım alınabilir.
Ayrıca bu yaklaşım, sektörün yetenek ihtiyaç standartlarını kabaca ortaya koyduğu için, Üniversitelerimizin de, ders programlarındaki içerik tercihlerini olumlu yönde etkileyecek ve kaynakların israfını önleyecektir.
Üçüncü adım/aşama; işin gerektirdiği yetenek/ yeterlilikler ile o işi yapan kişilerdeki yetenek/yeterliliklerin karşılaştırılarak gelişim açıklarının tespit edilmesidir. Kurum için hangi yetenekten kaç tane olduğunun bilinmesi önemli bir fark yaratıcı özelliktir. Gelecekteki stratejik planları dikkate alarak hangi yetenekleri/yeterlilikleri korumak ve geliştirmek gerektiğini bilmek, hayati bir olgudur. Bilgi teknolojileri kullanılarak, işlere, kişileri atama yerine, yetenekler/yeterlilikler ataması yapılabilmelidir. Bir kişi, birçok yeteneğe sahip olduğu için farklı projelerde, dijital iş platformlarının da marifeti ile katkı sağlayabilmelidir. Bir adım daha ileri giderek, sanal çalışan modeli, tartışılmalıdır. Bir projede kullanılacak yetenekleri bildiğinizde, sistem, anlık olarak, size bu alanda ne kadar yeteneğiniz/yeterliliğiniz olduğunu ve geliştirilmesi gereken yeteneklerin/yeterliliklerin neler olduğunu rapor edebilmelidir. Kervanın yolda dizilmesi yaklaşımının, hızlı ve çevik davranmanın en büyük fark yaratan unsur olduğu çağımızda stratejik karşılığının olmadığı bilinmelidir.
Dördüncü adım/aşama; Sistem kurulduktan sonraki rutinlerinden birisi ölçme, değerlendirme, sürekli iyileştirme ve değişimin getirdiği yeniliklere uyumlulaştırma aşamasıdır.
E-öğrenme; diğer adı ile e-gelişim sistemleri çağımızın en önemli bilgi edinme araçlarından birisi haline gelmiştir. Ekonomi, yoğun biçimde ağ üzerine taşınırken, öğrenme de, ağ üzerine taşınmaktadır. Üniversitelerin öğrencilere sunmuş oldukları e-öğrenme sistemleri, günümüzde, iş dünyasında da yavaş yavaş yerini almaya başlamıştır. Sürekli değişim, doğası itibarı ile sürekli öğrenme ve sürekli gelişimi zorunlu kılmaktadır. E-öğrenmenin mekânsız ve zamansız interaktif hale gelmesi için, m-öğrenme modelinin de tasarlanması gerekmektedir.
En önemli unsur; fikir, hizmet ve mal üretiminin ana kumandası olan insan yeteneklerinin/yeterliliklerinin doğru zamanda, doğru yerde kullanılmasıdır. Bunun içinde kurumun ihtiyacı olan yeteneklerin/yeterliliklerin neler olduğu, hangisinden ne kadar ihtiyaç olduğu, kullanım sıklığı ve yoğunluğu; süreç, pozisyon, proje, rutin işler dikkate alınarak anlık raporlanabilmelidir. Yetenek/yeterlilik haritaları hazırlanmalı ve işletmelerin insan kaynağı sermayesinin değeri tahmin edilebilmelidir.